Merkez Bankası Dijital Parası ve Sayısal Güdümlü Ekonomiye Doğru.

2000’lerin başlarında 1993 yılında başladıkları yolculukta artık belli bir olgunluğa ulaşmış, biri hariç hepsi 20’li yaşlarında, çoğu mühendislik eğitimi almış bir grup genç kadın ve erkek üzerlerine vazifeymiş gibi ülkenin geleceğini planlıyorlardı.

2020’den bu yana dünya genelinde Merkez Bankası Dijital Para’larına (MBDP/CBDC[1]) yönelik artan bir küresel ilgi söz konusu[2]. CBDC kullanımı ekonomiyi paranın dolaşım hızından, para politikasının etkinliğine kadar pek çok alanda etkileme potansiyeline sahip ancak bu yazıda CBDC’nin nakitsiz toplum, vergilendirme ve vatandaşlık geliri kavramları ile ilişkisi çerçevesinde ele alacağım. 

Hanehalkları ve firmalar ödemelerini yapmak üzere merkez bankasının fiili olarak (fiziki ya da dijital olabilir) yarattığı parayı yalnızca banknot olarak tutabilir ve kullanabilirler. Elbette ödemelerini vadeli, vadesiz mevduat hesaplarındaki paranın transferi yoluyla da yapabilirler. Ancak söz konusu hesaplardaki para bankacılık sistemi tarafından kredi/borçlanma temelli olarak yaratılmıştır ki bankaların rezervleri üzerinden dolaylı olarak ilişkili olsa da bunlar MB parası değildir.[3] Yalnızca bankalar elektronik merkez bankası parasını ‘rezerv’ şeklinde tutabilirler. Kredi yarattıktan sonra bilançolarını denkleştirmek için merkez bankasından bir çeşit elektronik para olan bu rezervleri talep edebilirler ya da MB, gecelik para piyasasında likidite arzını artırmak istediğinde bankalardan altığı tahvillerin değerini rezerv olarak bankanın kullanımına sunar.

BIS 2019 yılındaki raporunda CBDC’leri, fiziksel/nakit veya merkez bankası dijital rezerv hesaplarından farklı olmak üzere merkez bankası parasının yeni bir türü olarak tanımlar[4]. CBDC, dolaşımdaki nakit ve elektronik rezervlerden (ki bunlar bankaların merkez bankasında tuttukları serbest mevduatlar ve zorunlu karşılıklardır) farklı üçüncü bir bileşen olarak sisteme dahil olmaktadır.  Dijital olması özelliği ile bankalar tarafından merkez bankasında tutulan rezervlere benzemekle birlikte onlardan farklılaşmaktadır. Potansiyel olarak sadece bankaların değil hanehalkları ve firmaların da CBDC’ye ulaşımının mümkün olması (evrensel erişilebilirlik) veya hesap temelli ya da jeton (token) temelli olmasına (account-based vs. token-based) göre farklılaşabilir.[5] En basit anlatımıyla banknotlardan farklı olarak CBDC dijitaldir, ancak rezervlerden farklı olarak hanehalkları ve firmalar tarafından da tutulabilecektir. Buna göre CBDC, hanehalkları ve firmaların da elektronik merkez bankası parasını ödeme yapmakta ve değer saklamakta kullanabilmesini sağlayacaktır. Bu nedenle CBDC dijital banknot olarak da tanımlanmaktadır.[6]

Bu makalede daha çok CBDC’nin programlanabilirlik ve bununla bağlantılı olmak üzere faiz ödeyebilme özelliği üzerinde duracağım. Bununla birlikte CBDC’lerin blok-zincire dayalı teknolojiler üzerinde yapılandırılmasının potansiyel sonuçları gibi tartışılması gereken pek çok konu olduğunu özellikle belirtmem gerekir[7].

Merkez Bankasının temel yükümlülük kalemlerinden birisi olan nakit paraya ek olarak (ve uzun vadede belki de onun yerine geçecek) bir dijital para çıkarması durumunda ekonomideki ajanların gelecekle ilgili olarak belirsizlik kaynaklı likidite tercihleri, örneğin istifleme yönündeki davranışları da değişebilir veya yönlendirilebilir. Türkiye gibi varlık dolarizasyonu deneyimine sahip ve genç nüfusun yoğun olduğu bir ülkede istifleme kavramının sadece nakit ve altın değil aynı zamanda döviz ve kripto-paraları da içereceğini ön görmek gerekir. Aşağıda istifleme kavramına tekrar döneceğiz.

Hane halklarının ve finansal olmayan işletmelerin CBDC’ye ulaşımları olduğu bir ekonomide halk için merkez bankası parasına nakit dışında yeni bir erişim imkânı söz konusu olmasının yanı sıra CBDC akıllı sözleşmeler kullanılarak oluşturulduğunda hız, verimlilik ve ödeme güvenliği gibi özellikleri ile para politikası aktarımı için de yeni bir dizi teknolojik araç sunma potansiyeline sahip olabilir.[8] Genel beklenti ulusal para birimleri cinsinden ifade edilen/edilecek CBDC’lerin, en azından başlangıçta nakit ve banka mevduatlarının (rezervlerinin) ikamesi olmaktan ziyade bir tamamlayıcı olacağı ve bu üç tip paranın birlikte var olacağıdır.[9] Elbette CBDC kullanımı ile birlikte nakit kullanımının tamamen yasaklanacağı bir senaryo farklı bir para piyasasına ve devlet güdümlü bir ekonomi modeline yol açacaktır ki bunu artı ve eksileriyle ileride tartışmak niyetindeyiz. 

Şimdi bu yazının temasına odaklanalım. COVID-19 eğitimden, iş hayatına her alanda olduğu gibi ödemelerin de dijitalleşmesini hızlandırmış ve merkez bankalarını da dijitalleşme üzerinde çalışma konusunda motive etmiştir. Bu süreçte merkez bankasının hane halklarına ve küçük işletmelere doğrudan mali yardım sağlayabilme potansiyeli de ön plana çıkmıştır.[10] Merkez Bankalarının Türkiye’de 2020’de uygulanan ucuz konut kredisi veya ABD’deki QE uygulamalarında olduğu gibi faiz oranları ve/veya likidite sağlayarak banka kredileri üzerinden ekonomiyi canlandırma çabaları ev, hisse senedi ve kripto para gibi varlıkların fiyatlarının yükselmesini, spekülatif balonlar oluşmasını desteklerken servet eşitsizliğini de artırmıştır. Pandemi döneminde “helikopter para” olarak da adlandırılan, ABD’de hane halklarına gönderilen çekler (teknik anlamıyla gelir transferleri) ilgili deneyim de CBDC tartışmalarını beslemiştir. 2010’ların ortalarından bu yana helikopter para, geleneksel olmayan bir para politikası aracı olarak tartışılıyor. Kredi ile parasal finansmanın (dolaylı ve hatta doğrudan) aksine, helikopter paranın amacı, yalnızca bankacılık sektörünü değil, aynı zamanda devlet bütçesini de atlayarak merkez bankası parasını geri ödemesiz ve doğrudan halka dağıtmaktır.[11]

Aslında standart makro iktisatta bu transferler bir negatif vergi kalemi olarak maliye politikasının bir unsuru olarak doğrudan para politikasının bir bileşeni değildir. ABD örneğinde bu gelir transferlerinin bir kısmının tasarruf amaçlı olarak mevduat, borsa ve kripto-para piyasalarına gitmiş olmasının[12] tüketimde yaratması beklenen etkiyi azalttığı, mali çarpan etkisini aşındırdığı gözlemlenmiştir.  Oysa programlanabilir[13] bir CBDC ile ilave satın alma gücü yaratarak tüketimi canlandırmayı amaçlayan gelir transferlerinin sadece tüketim amacıyla kullanılabilmeleri ve hatta bu gelir aktarımının sadece belirli bir süre içinde harcanmak koşuluyla tanımlanması yani paranın silineceği bir süre sınırı belirlenmesi de mümkün olabilir ki bu talep etkisini güçlendirir[14]. CBDC formunda transfer edilen gelir bir ay içinde mal ve finans dışı hizmet alımında harcanmak üzere de tanımlanabilir ve bu sürenin sonunda yok olabilir ya da bir negatif faiz oranı ile iskonto edilebilir.[15]

Bu anlamda programlanabilir merkez bankası parası üretimin teşvik edilmesini, sermaye kaçışlarının engellenmesini ve servet eşitsizliğini artıran istifçilikten kaçınılmasını kolaylaştırabilir.[16] Programlanabilme özelliği CBDC’nin istiflenemeyecek ve finansal varlık talebinde kullanılamayacak şekilde tasarlanarak bir etkin yarı-maliye politikası aracı olarak kullanılmasına izin verir. Bu özellikleri ile CBDC orta-uzun vadede gerçekleşmesi beklenen otomasyon kaynaklı işsizlik ile mücadele yöntemi olarak tartışılan evrensel temel gelir (ETG/UBI[17]) idealinin hayata geçmesini kolaylaştırıp performansını artırabilecek bir araç olma potansiyeline sahiptir[18]. UBI’nin uygulanmasındaki teknik sorunların giderilmesinde, performansının iyileştirilmesinde merkez bankalarınca çıkarılacak dijital bir para biriminin potansiyel kolaylaştırıcı yapısına dikkat çeken makaleler artıyor.[19],[20] 

 CBDC’ler belirlenmiş alanlarda harcanmadığı takdirde yok olacak şekilde programlanabilirdik özelliği ile evrensel temel gelirin (UBI) doğrudan ödenme olasılığını da sunar. Bir dijital ağ olarak CBDC alt yapısı UBI’nin hayata geçirilmesini kolaylaştırırken CBDC ile yapılacak işlemlerden alınacak küçük işlem ücretlerden elde edilecek gelirin vatandaşların dijital cüzdanlarına eşit olarak evrensel temel gelir olarak dağıtılabileceği de savunulmaktadır. [21]

Bu noktada CBDC’nin vergilendirmede oynayabileceği role de kısaca bakmak gerekir. Dolaylı vergiler piyasada oluşacak denge fiyat ve dolayısıyla alınıp satılan denge miktar seviyesini etkiledikleri ve en azından statik analizde, devletin vergi gelirini dikkate alsak dahi toplam refahı azalttıkları için iktisatçılar tarafından piyasa bozucu olarak değerlendirilip eleştirel bir gözle ele alınırlar. Gerçekten de orta ve yüksek gelir seviyesindeki iki kişinin benzinin litresine, rakının şişesine, sigaranın paketine aynı vergiyi ödemesi adil değildir. Öte yandan devlet açısından toplanması en kolay vergi de bu tür dolaylı vergilerdir. Avrupa ortalamasında dolaylı vergilerin toplam içindeki payı %35 iken Türkiye’de %70’in üzerinde olmasına burada değinmiyoruz. Nakit kullanımının vergi ödemekten kaçınmayı kolaylaştırdığı bir ekonomide CBDC kullanımının sosyal refahı nasıl etkileyeceğine yönelik bir çalışma MB’nin CBDC’ye pozitif bir faiz ödemesinin kullanımını teşvik edebileceğine böylece bizim dolaylı vergi dediğimiz satış vergisinden kaçınma motivasyonunu azaltabileceğine dikkat çekmektedir.[22]

Bu tartışmayı tüm dünyada dijital ödemelerin kullanımının kara para ile mücadele ve vergi politikaları çerçevesinde devletler tarafından da dikkate alındığı bir dönemde yapıyoruz. Bazı ülkelerde harç ve vergi ödemelerinin de sadece elektronik ödeme araçları ile yapılmasına yönelik teşvikler de gündemde.[23] CBDC dolaylı vergilerin aylık harcama paternine göre farklılaştırılmasını da sağlayabilir ki bu anlamda daha adil bir dolaylı vergilendirme mümkün olabilir. Ancak bu tür bir vergilendirme sisteminde kaçakların önlenmesi için nakit kullanımının da engellenmesi gerektiği açıktır. Bununla birlikte, tüm işlemler için merkez bankası sistemlerine bağımlı dijital nakitsiz bir ekonomik yapı, hükümetlerin vatandaşları gözetleyebilmesi ve daha fazlası için de potansiyel bir risk anlamına gelebilir. [24]

Sayısal güdümlü bir ekonomik sistemi demokratik bit toplumda hayata geçirebilir miyiz? Tartışmaya devam edeceğiz.


[1] Yazının geri kalanında Merkez Bankası Dijital Parası’nı ifade etmek için İngilizcesinden (Central Bank Digital Currecny) yapılan kısaltmayı (CBDC) kullanacağız.

[2] IMF’nin Mart 2023 tarihli raporunda Merkez Bankası Dijital Para’larına (MBDP/CBDC) yönelik artan küresel ilgiden söz ediyor. 100’den fazla ülkenin dijital merkez bankası için hazırlıklarını sürdürdüğünü ifade eden IMF raporu CBDC’nin para politikası, finansal istikrar ve uluslararası para sistemi üzerinde önemli etkileri olacağı perspektifi ile IMF bu süreçte kendisi için de bir regülatör ya da en azından danışma kurumu olma pozisyonu ön görüyor gibi. Atlantik Konseyi (2023) isimli oluşum 120 ülkedeki CBDC ile ilgili çalışmaları izleyerek online olarak gelişmeleri paylaşıyor. Bahamalar, Doğu Karayipler (8 ülkeyi kapsıyor), Jamaika ve Nijerya kendi CBDC’lerini hayata geçirmiş ülkeler. Onların ardından pilot uygulama aşamasına geçmiş Rusya, Ukrayna, Kazakistan, İsveç, Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Tayland, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Hong Kong, Singapur, Malezya, Avustralya ve Güney Afrika, Gana geliyor. Üçüncü grup Türkiye’nin de dahil olduğu gelişme aşamasında bulunan 32 ülkeden oluşuyor. TCMB’nin konu ile ilgili Aralık 2022’de yayınladığı metinde ilk faz çalışmaları kapsamında dijital Türk Lirası Ağında ilk ödeme işlemlerinin başarılı bir biçimde gerçekleştirdiğini duyurmuştur. Duyuruda; söz konusu testlerin 2023 ilk çeyreğinde de sürdürülmesi ve elde edilen bulguların ayrıntılı bir raporla kamuoyu ile paylaşılması planlandığı, ilerleyen süreçte belirli bankaların ve finansal teknoloji firmalarının da projeye dahil edilerek; dağıtık defter teknolojilerinin ödemeler sisteminde kullanımı, anlık ödeme sistemleri ile entegrasyon gibi konularda da geliştirilen özgün mimarilerin testlerinin yapılması hedeflendiği ve 2023 yılında Dijital Türk Lirasının teknolojik, iktisadi ve hukuki çerçevesine ilişkin araştırmalara öncelik verilmesi planlandığı ifade edilmektedir.

https://www.imf.org/en/Publications/Policy-Papers/Issues/2023/04/12/IMF-Approach-to-Central-Bank-Digital-Currency-Capacity-Development-532177

TCMB (2022). Dijital Türk Lirası Kullanımına İlişkin Basın Duyurusu. Basın Duyuruları, 2022-55. https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB%20TR/Main%20Menu/Duyurular/Basin/2022/DUY2022-55

[3] Yalnızca bankalar elektronik merkez bankası parasını ‘rezerv’ şeklinde tutabilirler. Kredi yarattıktan sonra bilançolarını denkleştirmek için merkez bankasından bir çeşit elektronik para olan bu rezervleri talep edebilirler ya da MB, gecelik para piyasasında likidite arzını artırmak istediğinde bankalardan altığı tahvillerin değerini rezerv olarak bankanın kullanımına sunar.

[4] BIS (2019), Proceeding with caution a survey on central bank digital currency, BIS Paper No:101, By Christian Barontini and Henry Holden

[5] BIS (2018), Central  Banks  Digital  Currencies,  Bank  for  International Settlements  Committee  on Payments  and  Market  Infrastructures, March 2018, s.1-28. https://www.bis.org/cpmi/publ/d174.htm

[6] Bank of England (2020). Central Bank Digital Currency: Opportunities, Challanges, and Design. Discussion Paper.

[7] Elsayed, A. H., Nasir, M. A. (2022). Central Bank Digital Currencies: An Agenda for Future Research.  Research in Business and Finance 62, 101736.  https://doi.org/10.1016/j.ribaf.2022.101736

[8] Morgan, J. (2022) Systemic Stablecoin and the Defensive Case of Central Bank Digital Currency: A Critique of the Bank of England’s Farming. Research in International Buseniess and Finance.

[9] Elsayed, A. H., Nasir, M. A. (2022). Central Bank Digital Currencies: An Agenda for Future Research.  Research in Business and Finance 62, 101736.  https://doi.org/10.1016/j.ribaf.2022.101736

[10] Kolozsi, P. P., Lehmann, K., Szalai, Z. (2022). Is CBDC Strengthening the Monetary Transmission Mechanism?  Central Banking, Monetary Policy and the Future of Money. The Elgar Series on Central Banking and Monetary Policy.

[11] Huber, J. (2023). The Monetary Turning Point From Bank Money to Central Bank Digital Currency (CBDC). Palgrave Macmillan. https://doi.org/10.1007/978-3-031-23957-1

Aslında helikopter para kavramı ilk defa Friedman 1969’da enflasyon oranları istikrarlı bir şekilde yükselirken para arzı enflasyon ilişkisini desteklemek için bir düşünce deneyi olarak kullanmıştı. Ancak enflasyon ve faiz oranlarının çok düşük olduğu 2010’ların ortalarında kavram farklı bir konsepte yeniden gündeme geldi.

[12] Manukyan, Ş. (2022).Global Piyasalar. Kronok Kitap, s:179

[13] Önde gelen birkaç merkez bankası ve teknoloji şirketleri, CBDC’ler bağlamında programlanabilir para üzerine tartışmaya başlamışlardır. Hatta IBM, CBDC’leri yeni programlanabilir paranın “yeniden kamulaştırılması” olarak etiketlemiştir

Arauz, A. (2022). Programmable Central Bank Digital Currency for Monetary Circuits of Production.

Central Banking, Monetary Policy and the Future of Money. The Elgar Series on Central Banking and Monetary Policy.

[14] Kolozsi vd (2022) age.

[15] Manukyan, Ş. (2022) age

[16] Arauz, (2022) age.

[17] Yazının geri kalanında evrensel temel geliri ifade etmek için İngilizcesinden (Universal Basic Income) yapılan kısaltmayı (UBI) kullanacağız.

[18] https://www.entrepreneur.com/money-finance/how-cbdcs-will-transform-the-world-as-we-know-it/439982

[19] https://www.coindesk.com/policy/2020/03/30/how-central-banks-could-use-digital-cash-to-deliver-universal-basic-income/

[20] https://www.entrepreneur.com/money-finance/how-cbdcs-will-transform-the-world-as-we-know-it/439982

[21] https://www.institute.global/insights/tech-and-digitalisation/proposal-web3-based-universal-basic-income

[22] Kwon, Ohik and Lee, Seungduck and Park, Jaevin, Central Bank Digital Currency, Inflation Tax, and Central Bank Independence (February 13, 2020). Available at SSRN: https://ssrn.com/abstract=3581294 or http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.3581294

[23] Örneğin, Arjantin ve Kore’de elektronik ve dijital ödemelerin kullanımını teşvik etmeyi amaçlayan indirimli KDV veya ciro vergisi oranları gibi vergi teşvikleri halihazırda kabul edilmiştir. Nakit kullanımı kayıt dışı ekonomik aktivitelerin kolaylaştırıcısı olarak algılandığından, birçok Avrupa ülkesinde satın alma işlemleri için nakit kullanımına niceliksel sınırlamalar getirilmiştir. Ocak 2020’den itibaren İtalya’da belirli harcamalar, yalnızca ödemenin banka havaleleri, kredi ve banka kartları gibi izlenebilir ödeme yöntemleriyle yapılması durumunda kişisel gelir vergisinden düşülebiliyor.

Scarcella, L., (2020). Adopting a Central Banking Digital Currency: A Tax Policy Perspective.

https://www.afronomicslaw.org/2020/12/02/adopting-a-central-banking-digital-currency-a-tax-policy-perspective

[24] https://www.bsr.org/en/emerging-issues/central-banks-embrace-digital-currencies

Bu Yazıyı Paylaşın

YORUMLAR

Wordpress (0)
Disqus (0 )
Tüm hakları Aydınlanma 1923 ve yazarlarına aittir. Kopyalanması, alıntı yapılması izinlere tabidir.